Bahri KILINÇEL bilgi@bahrikilincel.com
HAKAN FİDAN KİMDİR YAŞAMI



TÜRKİYE  CUMHURİYETİNİN  TARİHİNE  GEÇECEK  DEVLET  ADAMI  HAKAN FİDAN  (1)

Hakan Fidan, 1968 yılında Ankara'da doğdu. 1986'dan 2001 yılına kadar Türk Silahlı Kuvvetleri'nde 15 yıl astsubay olarak görev aldı.

1986 yılında astsubay olarak Türk Silahlı Kuvvetleri’ne girdiğinde 18 yaşında bir delikanlıydı Fidan. Kara Kuvvetleri Muhabere Okulu’nun ardından Lisan Okulu’ndan da mezun oldu. Muhabere sınıfından olduğu için son dönemde Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nda OBİ (Otomatik Bilgi İşlem) bölümünde bilgisayar teknisyeni olarak görev yaptı.

Hakan Fidan, evli ve üç çocuk babasıdır. Eşi Nuran Fidan, eski bir diplomat olan Hakan Fidan'ın Avustralya Büyükelçiliği'nde tanıştığı kişidir. Hakan Fidan, İngilizce, Almanca, Arapça ve Farsça bilmektedir. Hakan Fidan, mütevazı, sakin, çalışkan ve kararlı bir kişiliğe sahiptir.  İŞKOLİK   VE  SIR  KÜPÜ  OLARAK  BİLİNİR.

Bilkent Üniversitesinde "Dış Politikada İstihbaratın Yeri" isimli teziyle yüksek lisans ve 2006'da da "Bilgi Çağında Diplomasi: Antlaşmaların Doğrulanmasında Enformasyon Teknolojilerinin Kullanımı" başlıklı tez ile doktora yaptı. Viyana'da Uluslararası Atom Enerjisi Kurumunda, Cenevre'de Birleşmiş Milletler Silahsızlanma Enstitüsünde ve Londra'da Verification Technologies Research Center'da akademik çalışmalarını sürdürdü. Hacettepe ve Bilkent Üniversitelerinde akademisyenlik yaptı.

2003-2007 yılları arasında, Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı yapan Fidan, TİKA’nın yurtdışındaki faaliyetleri ile Türk dış politikasının etkin yürütülmesine katkı verdi. Kurum, Türkiye'nin uluslararası ilişkilerde kullandığı araçlardan biri haline geldi. Hakan Fidan'ın TİKA Başkanı olmasıyla birlikte kurum Orta Asya başta olmak üzere Türkiye'yle tarihi, kültürel bağı olan ülkelerde yaptığı yoğun çalışmalarla dikkatleri üzerine çekti. Fidan’ın TİKA başkanlığı döneminde Türkiye, OECD nezdinde ’donör’ (yardım veren ülke) sıfatını kazandı.

Hem Dışışleri, hem de istihbarat birimleriyle işbirliği halinde faaliyet gösteren TİKA’da başkanlık, Fidan için biçilmiş kaftandı. TİKA, Fidan’ın yönetiminde, Orta Asya başta olmak üzere Türkiye’nin tarihi, kültürel bağı olan ülkelerle ilişkilere ağırlık verdi; Afrika’da atağa kalktı. TİKA Başkanlığı döneminden itibaren, yapmış olduğu bazı çalışmalardan "Sultan Sencer", "Orhun Anıtları" ve "Atatürk'ün Selanik'teki Evi" gibi nice tarihi mekânlarımız restore edilerek korunmaya alındıysa  sayın  Fidanın  eserlerinden  birkaçıdır

Avustralya, Afrika ve Orta Asya’da neredeyse ayak basmadık yer bırakmadı Fidan. Bu "açılımları"nın karşılığını 2006’da TASAM’ın Stratejik Vizyon Sahibi Bürokrat Ödülü’nü alarak gördü.

8 Mart 2008'de de Uluslararası Ahmet Yesevi Üniversitesi mütevelli heyeti üyesi oldu. Hakan Fidan, Birleşmiş Milletler Kalkınma İşbirliği Platformu Danışma Kurulu Üyeliği, Yunus Emre Vakfı Yönetim Kurulu Üyeliği ve OYAK Genel Kurul Üyeliğinin yanısıra Başbakanlık Özel Temsilciliği de yaptı.

15 Nisan 2010'da Millî İstihbarat Teşkilatı müsteşar yardımcılığına getirildi. Emre Taner'in görev süresinin dolmasının ardından, 27 Mayıs 2010 tarihinde MİT müsteşarlığı görevine atandı. Atandığında 42 yaşında olması nedeniyle Türkiye Cumhuriyeti tarihinde göreve gelen en genç MİT müsteşarı oldu.[7] Fidan, büyükelçi iken; MİT müsteşarlığına getirilen Sönmez Köksal'dan sonra teşkilat başkanlığına dışarıdan getirilen ikinci isim oldu

13 Eylül 2011 tarihinde, Hakan Fidan'ın, Çözüm Süreci kapsamında MİT müsteşar yardımcısıyken PKK yöneticilerinden Mustafa Karasu, Sabri Ok ve Zübeyir Aydar ile Norveç'in başkenti Oslo'da yaptığı iddia edilen görüşmelere dair ses kaydı Dicle Haber Ajansı aracılığıyla basına verildi.

7 Şubat 2012 tarihinde özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Feto  örgütü  militanı Sadrettin Sarıkaya tarafından, KCK operasyonunda şüpheli sıfatıyla ifadeye çağrıldı. Bunun üzerine hükûmet, İstihbarat Hizmetleri ve Millî İstihbarat Teşkilatı Kanunu'nun 26. maddesinde değişiklik yaparak; MİT mensuplarının veya özel bir görevi ifa etmek üzere başbakan tarafından görevlendirilen kişilerin, görevin niteliğinden doğan ve görevi ifa sırasında işledikleri iddia edilen suçlar nedeniyle haklarından soruşturma yapılması başbakanın iznine bağlandı.

2010 yılından bu yana Milli İstihbarat Teşkilatı'nın (MİT) başkanlığını yapan Fidan, diplomatik dünyaya yabancı değil. Son yıllarda bir casus şefi olarak ülkenin dünya çapındaki müttefikleri ve düşmanlarıyla arka kanal diplomasisi yürüttü.

Türkiye Cumhurbaşkanı'nın az sayıdaki sırdaşlarından biri. İstihbarat şefi olarak göreve gelmeden önce Fidan, istihbaratçı olarak görev yaptığı dönemde de zaten merak konusuydu.

MİT'teki selefi Emre Taner ve diğer istihbaratçılarla birlikte 2009 yılında PKK'nın üst düzey liderleriyle yapılan görüşmelerde yer aldı. 2008'den 2015'e kadar süren barış görüşmeleri, Grubun Türk devletine karşı özyönetim mücadelesinde silahsızlandırılması yoluyla ülkenin onlarca yıldır devam eden Kürt sorununa müzakere yoluyla bir çözüm bulmayı hedefliyordu.

Fidan'ın MİT'teki görev süresi, 2010 yılında Batı ve İsrail medyasında yayınlanan, Türkiye'nin ABD ve İsrail dahil geleneksel ortaklarına olan bağlılığını sorgulayan bir dizi eleştirel makaleyle inişli çıkışlı bir başlangıç ​​yaptı. Merhum İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak, o dönemde casus şefinin atanmasına alenen karşı çıkmıştı. Barak, Fidan'ın İran'la yakın ilişkileri olduğunu öne sürerek, 2008 yılından MİT'e atanmasına kadar Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun Türkiye başkanlığını üstlendiğini belirtti.  

Ancak görev süresinin ilerleyen yıllarında MİT, Türkiye ile İsrail ve Ankara'nın ilişkilerinin bozulduğu diğer bölgesel güçler arasındaki tek diyalog kanalı haline geldi. Fidan, 2022'de Rusya'nın arabuluculuğunda Ankara ile Şam arasında yapılacak üst düzey siyasi görüşmeler öncesinde Suriyeli mevkidaşlarıyla da birçok kez bir araya geldi.

Fidan, kariyerinin başlangıcından itibaren Gülencilere karşı temkinli yaklaşımıyla tanındı. İstihbarat teşkilatı, darbe girişiminin ardından hareketin takipçilerine yönelik yapılan tasfiyenin de gösterdiği gibi, Gülencilerin nispeten nüfuz edemediği birkaç kurumdan biri oldu.

2016 darbe girişiminin ardından Türk istihbaratı, Gülencilerin devlet bürokrasisinden takip edilmesi ve tasfiye edilmesinde başı çekti, dünyanın dört bir yanında çok sayıda olağanüstü operasyon gerçekleştirdi ve uluslararası sivil grupların sert eleştirilerine maruz kaldı.

Teşkilatın karşı casusluk operasyonları, Fidan'ın görev yaptığı süre boyunca, son yıllarda uluslararası ve yerel manşetlere konu olan çok sayıda İsrail, İran ve Rus casusluk çetesi baskınlarıyla daha da öne çıktı.

Fidan, MİT'te göreve başladığında istihbarata yabancı değildi. Askeri eğitim alan Fidan, 1986-2001 yılları arasında eski astsubay olarak kariyerinin bir parçası olarak Almanya'da NATO Acil Mukabele Kolordusu İstihbarat ve Harekat Komutanlığı'nda görev yapmıştı. Kamu hizmetine ilk adımını 2003 yılında ülkenin uluslararası yardım kuruluşu TİKA'nın başına atanmasıyla attı; bu görevi, o zamanki Başbakan Erdoğan'ın müsteşar yardımcısı ve özel elçisi olduğu 2007 yılına kadar sürdürdü.



Hit: 62 Kayıt Tarihi: 05.04.2024